BİR SEVGİLİYE

Ey aşkıyla Aşk'a aşık ettiren aşık, Ey sevgisiyle En Sevgili'yi sevdiren sevgili, Ey sıcak huzur

BAHARI GETİREN

Ey kalbimin ğöğü! Ey kalbimi kızıl bir sevdayla kuşatanım!

AYNADAKİ SEN

Oysa ne çok özlemiştim seni, bir bilsen yokluğundan utanırdın...

HEP BİR ARADA

Melekleri topladık diye tebessümle söylendi hep babacım...

EVLİLİK AŞKI ÖLDÜRMEZ OLDURUR

Kerem kendi suretini görmeden, sen artık aslına bürün demişler. Ferhat doğduğu gün, isim vermeden bu çocuk ne kadar şirin demişler.

26 Haz 2014

KENDİNİ BULMAK İÇİN



Aynalar türlü türlüdür.
Yüzünü görmek isteyen cam'a bakar,
özünü görmek isteyen can'a bakar.
                                                                               Mevlana.



19 Haz 2014

AKSİYON VE HEYECANIN TAVAN YAPTIĞI DİZİ 24

 


24 dizisi terörle mücadele (CTU) adı verilen birimin bir süre yöneticiliğini yapıp ayrılan Jack Bauer' ın (Kiefer Sutherland) etrafında dönen olayları anlatan bir dizidir ki olaylar öyle basit olaylar hiç değildir... Sağlam olaylar yer alır. Eski dizilerdendir belki bilenleriniz de vardır. Dizi demek basit kalır aslında, her bölümü bol aksiyonlu heyecanlı sinema filmi tadındadır.

Dizide anlatılan olaylar gerçek zamanlı olarak izleyiciye aktarılmaktadır. Her bölüm sadece bir saat içerisinde olanları anlatırken, her sezon da 24 saat içerisinde olup bitenleri anlatan bir dizidir.


Polisiye ve gerilimi mükemmel olarak bir araya getirmiş olmasının yanında baş döndürücü bir hızla ilerleyen, etkileyici ve çokça heyecanlı bir dizi. Öyle ki kendinizi durduramayıp ardı ardına iki üç bölüm izlemeniz çok muhtemel bir durum:)


Kesinlikle çok başarılı bir dizi. 8 sezonu var. Hiç öyle çok gelmesin gözünüze hatta daha da olsa keşke diyeceğiniz bir yapıt. Biricik önceki sezonlarını izlediğinden 5.sezondan başladık izlemeye yani ben o kısımdan başladım ama çerez gibi izlenir biter her sezon.  Bizim Türk dizileri fasa fiso halt etmiş yani.


Bir çok da ödül almış bir dizi. Ayrıca baş kahramanımız Jack Bauer'ın oyunculuğu da çok başarılı... Diziye başladığınızda bu karakteri, Jack'i benimseyip seveceksiniz emin olun:) Dizide hiç beklemediğiniz anlarda öyle çok şaşıracaksınız ki olaylara, heyecanınız tavan yapacak...

Son sezonun son iki bölümündeyiz biz. Bitmeseydi keşke diyorum. Ama yıllar sonra yeniden çekilmeye başladı bu sene:) Tabii sevilen ve de çok tutan bir dizi olduğundan yeniden dönüş yaptılar:) hatta şu an gösterimde sanırım. Bitmesini bekliyoruz indirip rahatça izlemek için. Bu yeni sezon farklıymış diğerlerinden, merakla bekliyorum izlemeyi.




11 Haz 2014

TATİL DEMEK

Tatil geldi çattı. Yani okulların tatil olma durumu. Haziran nasıl geldi ne zaman geldi hiç fark etmedim. Günler çabuk geçiyor sanki...  Üniversitedeyken bizi bağlayan kendi tatil zamanımızdı elbet. Ben kendi şehrimde okuduğumdan üniversiteyi, hep birilerinin tatil zamanlarını beklerdim:) Ya kardeşlerimin ya arkadaşlarımın... Girseler de tatile gelseler diye. Sonra tatil olurdu ve hepsi gelirdi teker teker:)

Tatil demek bir araya toplanmak demekti, tatil demek ailenin tamamlanması demekti kol kanat tam takır...

Yani evlenmeden önce öyleydi işte:) Geçen bir iki yıl içinde dağıldık uçup gittik evden... Şimdi yine hep bir araya geleceğimiz günleri kovalıyoruz. O da senede bir kere denk geliyor bayramlar sayesinde şükür :) Tastamam olarak Kurban bayramında toplanacağız inşallah. Anne babanın arzu ettiği en çok beklediği mutlu anlardan.


Siz olmayınca balkonun keyfi yok ki diyor anneciğim, çok çay içesi gelmişse, burada olaydın da beraber çay içeydik balkonda anne kız diyor. Bazen de ağlamaklı, çok bunalıyorum artık, daha çok hissediyorum yokluğunuzu gittikçe diyor... O öyle deyince benim de düğümleniyor boğazım da çaktırmıyorum, gülerek bir şeyler söyleyip geçiştiriyorum o anı:)


Evlenip de annesiyle aynı şehirde olan kızları görüp kıskanıyor, ne güzel oturmaya gelmiş annesine birlikte yiyip içiyorlar geziyorlar diye.
Anne yüreği işte.

Ne kadar tuhaf, hayata iki kişi başlıyorsun, başlarken de yalnızsın ve sonunda tekrar başa dönüyorsun, evlatlar gidiyor yine ilk evlendiğin zaman ki gibi kalıyorsun Ediyle Büdü gibi:) Ama durum daha farklı oluyor bu sefer elbet.


Neyse güzel bir haberim var onu da paylaşayım da öyle gideyim.

Teyze olacağım inşallah:) Esoş'um hamile daha 2 buçuk aylık:) Benden önce evlenmişti haliyle bebesi de benden önce gelecek inşallah:) Sağlıklı bir şekilde devam eden bir hamilelik dönemi ve de sağ salim gerçekleşen bir doğum için dualarımız inşallah:)

5 Haz 2014

EDULARLA İSTANBUL GEZİMİZ

Misafirlerimiz gitti... Geldiklerinde her şey çok güzeldi de gittiklerinde aynı şey olmuyor, ev birden sessiz sakin kaldı... Neyse, her gelen elbet bir gün dönecek deyip geçirdiğimiz keyifli zamanlardan bahsedeyim. Hava yağmurlu olmasına rağmen biz dışarı çıktığımızda yağmadı hatta zaman zaman kısa  aralıklarla da olsa güneş yüzünü gösterdi çok şükür... Sadece sson gün eve dönüş zamanında yakalandık yağmura... 

İLK GÜN

Cuma günü eve getirdikten sonra, biraz dinlenip bir iki çay faslının ardından akşam 6 gibi çıktık dışarı. Taksim'e gittik, İstiklal'de yürüdük ve Galata Kulesi'ne çıktık. Önceden rezervasyonumuzu yaptırmıştık, programın bir parçasıydı, restoran bölümünde cam kenarında, manzaraya karşı yemeğimizi yedik... Eve vardığımızda saat 10 buçuk olmuştu bile... O kadar çaysayınca güzel de bir çay içtik sohbet eşliğinde. 
Bu arada Galata Kulesi artık belediyeye ait haberiniz olsun. Fiyatları da uygun  ve de alkolsüz....Siz de sevdiklerinizle güzel bir yemek yiyebilirsiniz manzaraya karşı;)





2.GÜN
Kahvaltımızı yaptıktan sonra koştura koştura 12.00' daki Adalar vapuruna yetiştik :) Giderken her ne kadar hava  çok rüzgarlı ve de yağışlı olsa da, Büyükada'ya vardıktan  bir saat sonra güneş çıktı şükür:) Gider gitmez bir çay içip sonrasında çekirdeğimizi, kuru yemişimizi alıp dolaşmaya başladık etrafı... Sıcak sıcak İzmir lokmalarımızı da yedik afiyetle... 

Şimdi sıra geldi bisiklet kiralamaya elbet:) İlk etapta biraz süremeyecek gibi hissetsem de bindikten sonra yersiz bir korku olduğunu anladım:) Faytonları takip ederek başladık turumuza ama alışık olmayınca antrenmanlı olmayınca anında yoruyor insanı çok fena:) Bir de yokuş yukarı çıktık o kadar... Bir müddet sonra alıştı ama bünye. Yokuş tırmanması her ne kadar zor olsa da inişi de bir o kadar harikaydı. Müthiş bir keyifti kesinlikle:) 
Ada'nın, bisikletin ve de birlikte olmanın keyfini doyasıya çıkardık:) 







Dönüşte de Kadıköy'e gidip orda turladık akşam saatleri girerken ama yorgun olduğumuzdan daha fazlasını göze alamadık... Moda artık bir sonraki sefere ve güneşli günlere kalsın:) Akşamları evde çay keyfimiz ayrı zaten:) 

3.GÜN
Bir sonraki gün ilk durak Karaköy oldu... Güllüoğlu'nda bir bohça yedirmeden olmazdı, şansımıza ilk defa oturacak yer aramadık hemen bulduk, her zaman olduğundan daha sakindi. Sonra Haliç üzerinden Eminönü'ne geçtik ve karnımız tıka basa dolu olduğundan turşu yemekle yetindik:) Ki zaten balık ekmek yiyecek olsalar da ben yemezdim, son yediğimde iğrendim malesef o kadar kötü denk gelmişti ki, bir daha ı ııh yani...Sonra Mısır çarşısını gezdik. Oradan Sultanahmet'e vardığımızda, Sultanahmet Camiine gittik, meydanda, Ayasofya'nın oralarda, Gülhane Parkında, gezindik fotoğraf çekildik. Kapalı çarşı sahiden de kapalıydı önünde fotoğraf çektirmekle yetindik:)
Beyazıt taraflarında Büryan yiyip, sahil tarafından yürüyerek Eyüp'e gittik, biz alışığız da Biricikle, Edular telef oldular birazcık:) 

Oraya kadar gelmişken Pierre Loti'ye çıkalım dedik ama teleferik kapanmıştı, biz de mezarlıktan çıktık, çıkarken Necip Fazıl Kısakürek'in mezarını ziyaret ettik... Yorgun argın tepeye vardığımızda oturup da manzarayı seyretmek tüm yorgunluğumuza değdi.... Öğlen 1 de evden çıkıp gece 12'de girdik eve:) Buna rağmen bir de gelip  çay içtik evde:) Nitekim adam akıllı çay içilmiyor dışarıda.... 

4.GÜN
 Son gün, artık bir önceki günün de verdiği yorgunluk sebebiyle programda bazı yerler aksadı... Kahvaltımızı yaptıktan sonra hemen evden çıkıp Ortaköy'e gittik. Biraz  oturup fotoğraf çekilip, (kumpirde gözümüz kalsa da karın tıka basa tok olunca istemedik) Bebek'e geçtik. Bebek'te üç beş tur atıp, Ab'bas'ta Waffle yedik, ki oldukça lezzetliydi...
Ardından Anadolu Kavağına gitmek için yola koyulduk... Vardığımızda bu güzel manzaralarla gözümüz gönlümüz açıldı:)





Yoros Kalesi'ne kadar tırmandık, taksi bulamadık çünkü... Kale kapalıydı ama. Son ziyaretçilerini çıkarıyordu... Biz de kendimize bir yer bulup oturduk ve çıkmadan önce aşağıdan aldığımız ekmek arası balığımızı manzaraya karşı yedik. Kesinlikkle çok lezzetli bir balık ekmekti....


Sonra Çam Vadisi kafede oturup çayımızı içtik, sohbet ve çekirdek eşliğinde:) Fotoğraflar çekildik yine... Oturduğumuz çay bahçesi Edulara sürprizimizdi. Karadayı dizisini severek izlerler ve burası da o dizide yer alan çay bahçesiydi... Şaşırdılar sevindiler, öyle olunca biz de mutlu olduk... Bir saat kadar oturduktan sonra yağmur yağmaya başladı ve biz de eve dönmek üzere düştük yollara... Daha Yuşa Tepesi vardı gidecek olduğumuz ama geç kaldığımızdan ve de yağmurdan dolayı gidemedik malesef... O da başka sefere kaldı artık... 

Dönüş yolunda vapurdayken gruplar halinde yunusları gördük. O kadar çoktu ki... Yakalayabildiğimiz bu ikisiydi ama biz daha fazlasını izleme şansı bulduk. Gerçekten güzel bir ayrıntı oldu:) 

Dolu dolu geçen güzel bir dört günümüz oldu.