BİR SEVGİLİYE

Ey aşkıyla Aşk'a aşık ettiren aşık, Ey sevgisiyle En Sevgili'yi sevdiren sevgili, Ey sıcak huzur

BAHARI GETİREN

Ey kalbimin ğöğü! Ey kalbimi kızıl bir sevdayla kuşatanım!

AYNADAKİ SEN

Oysa ne çok özlemiştim seni, bir bilsen yokluğundan utanırdın...

HEP BİR ARADA

Melekleri topladık diye tebessümle söylendi hep babacım...

EVLİLİK AŞKI ÖLDÜRMEZ OLDURUR

Kerem kendi suretini görmeden, sen artık aslına bürün demişler. Ferhat doğduğu gün, isim vermeden bu çocuk ne kadar şirin demişler.

30 Nis 2014

AYRILIK





Kenetli elleri yavaş yavaş ayrılırken birbirinden sadece gözleri kaldı birbirlerinde....Sessizlik kilit vurmuştu sözlere.
Giderek akşamın kızıllığında kaybolurken sureti, yüreği çoktan kaybolmuştu bile hüznün karanlık sokaklarında.Güçlükle attığı titrek adımlardan birinde, ''mutlu ol benden sonra da, hep güzel yaşa'' cümleleri döküldü delikanlının ağzından...

Güneş; omuzlara ayrılık acısını,gönüllere gurbet sızısını ve dudaklara veda tasasını bırakarak batarken, g
enç kız, adım dahi atamadan,  ayrılığın ruhundaki derin çığlıklarıyla taş kesilip kaldı orada...

Gözyaşları zoraki tutundu kirpiklerine, dudakları depremdi belki de. Acı bir tebessüm bıraktı şehrin nar tanesi ufuklarına ve yaşanmış binlerce hatıra filizlendi arkada kalan manzaranın çakır gözlerinde.

Mecalsiz gönlünde bir şiirin sözleri yankılanıp durdu hep; mesela dedik, kurduğumuz hayallere...Umut dedik, ihtimallere...Sevda dedik ,uzattık boynumuzu pamuktan ipliklere...Can bıraktık...

Ve şimdi, b
ir zamanlar ''Ölüm ile ayrılığı tartmışlar elli dirhem ağır gelmiş ayrılık'' diye gözleri dolup taşan yaşlı kadını artık çok iyi anlıyordu...



28 Nis 2014

MASAL RENKLİ BALIKLAR

Yerin altında okyanusun derinliklerinde öyle güzel öyle renkli masal gibi bir dünya var ki. İnsan gördükçe izledikçe hayran kalıyor bu güzelliklere.. İzlediğim her belgeselde muhakkak daha önce görmediğim balıkları canlıları görüyorum ve renkleri güzellikleri karşısında hayran kalıyorum hep. Masal gibi renkler... Ne güzel yaratmış Rabbim... Burada gördüğünüz balıkların hepsinin çok daha fazla çeşit renkleri bulunmakta. ben bir iki tane seçip koydun sizler için.

Papağan balığı. Sığ tropikal okyanusta yaşayan rengarenk bir balık. Ağız ve diş yapısı papağanınkine benzediği için  bu ismi almış.. Aşağıda gördüğünüz gibi farklı türleri renkleri bulunmakta.





Transparan balıklar... Belgeselde gördüğümüzde şaşkınlıkla izlediğimiz bir balık:) 



Bunlar da Melek balıkları... İki farklı türü ki daha bir çok çeşidi ve rengi bulunmakta:)



Queen Angel

Clown Trigger diye geçiyor adı, aşağıda gördüğünüz balığın.



Aşağıda ki renk cümbüşleri de Mandarin Balığı.





Aslan balığı, Hint Okyanusu ve büyük Okyanusbatı kısımlarında mercan kayalıklarında yaşayan zehirli bir balık türü. İnsanlar için tehlike teşkil ederler


Red Lionfish

Bunlar da Discus balıkları. Farklı şekil ve parlak renklerde tatlı su akvaryumlarda yaşayan türlerden. Daha farklı renkleri de mevcut...






Bu cici balıklar da Anthias balıkları...



Çok hoş değiller mi sizce de? Bayıldım ben oy oy :)

Moorish Idol balığı aşağıdaki estetik güzel şey de....




Çiçek boynuz balığı bu arakadaş da:) 


 Ve bu daaa Mantis karidesi:) Belgeselde izlerken gördüğümde tepkim direk renklerine olmuştu ne kadar güzel diye:)  Gerçek ya hu, nasıl bir güzellikte yaratılmış. Şu renklerin canlılığı cümbüşü harika değil de ne...



Dairesel polarize ışık görebilme kabiliyetleri vardır ve de darbeleriyle en kalın akvaryum camını kırabilirlermiş...
İki gözünü birbirinden bağımsız olarak hareket ettirebilmekte ve gözündeki üç görsel bölgeyi de eşzamanlı olarak kullanabilmektedir.





25 Nis 2014

YAPRAK DÖKMEZDİ HİÇ UMUTLARIMIZ


Ah ne çoktuk ne kadar da çocuktuk bir zamanlar
. Mutluluktu bir yanımızda bizimle birlikte her sabah güne gözlerini açan. Kayan yıldızlara uzanırdı ellerimiz, tutardı da. Ay dedeyle konuşurduk geceleri, bizi takip ediyor diye de kızardık bir güzel. Aslında her yerde onu görmek hoşumuza giderdi, bizimle geliyor diye nasıl da sevinirdik.

Uykusunu kaçırırdık gündüzlerin, gecelere inat. Gönlümüzde kuşlar büyütürdük, çünkü inanırdık ki kanatlanıp uçabilirdik biz de.
İmkansız mı, o da ne? Bizim için dağlar bile gülümseyebilirdi. Bilmezdik hüznü, badem gözlerimizdeki ışıltıydı güneş ve biz hep gökyüzüne uzayan yokuşlarda koştururduk.

Sonra sebepsiz şen kahkahalarımız vardı göğü inleten ve taşların kalbinde açan menekşelerimiz. Yalnız, çikolatalar için akardı gözyaşlarımız ve de düşüp kanattığımızda dizlerimizi. Sadece canımız yandığı için süzülürdüler gerçekten, sahtesini dökmeyi bilmezdik hiç. Sevgilerimize yalan bulaşmamıştı henüz, dile gelince biz, gökyüzü selama dururdu tüm görkemiyle.

Yanan bir gönlün alevine dokunurduk minicik ellerimizle, korkusuzca. Bilmezdik riyakarlıkları.. Ne yaparsak en güzelini en sıcağını yapardık. Ne söylersek hep yüreğimizin derinliklerinden bir bahar tazeliğinde, kopup da gelirdi. Ve biz gülümseyince kuruturduk bütün gözyaşlarını ruhun.


Çocuktu ya kalplerimiz;
Masumduk
İçtendik
Mecnunduk
Leylaydık…
Dünya bizimdi ve yaprak dökmezdi hiç umutlarımız…

***

Hangimiz saklamaz ki hala çocuksu yanını yüreğinin bir köşesinde? Ne güzel bir mirastır o, ruhumuz için.

18 Nis 2014

NASIL TANIŞTIK BİZ SENİNLE SEVGİLİ?



Bin bahar neşem, hesapsız sevincim...

Merak eden arkadaşlarımız için anlatalım, hem de güzel bir hatıra olarak kalsın bize de....
 
Biricikimin ailesiyle 20 yılı aşkın süregelen bir dostluğumuz var ailece:) Babacığım iş için Aydın'a ilk gittiğinde, Biricikin babasıyla tanışıyor, babacığıma evinin kapılarını açıyor ve o gün bu gündür, o emsalsiz güvenin, iyi niyetin filizlendirdiği dostluk devam ediyor ki birbirlerine hakikaten çok değer verirler severler ve de güvenirler...

Çocukluğumuzu hatırlıyorum:) Çocukluk zamanlarında olunca, aramızdaki yaş farkı (5) bizi abi kardeş sıfatına büründürmüştü.... Ben ufacıktım, biricik aklı başında bir abiydi:) Mario oyununu hatırlarsınız herhalde:) Onlara her gittiğimizde ben bilgisayarda heyecanla bu oyunu oynar, geçemediğim bölümlerde mızmızlanırdım ve Biricik tebessüm ederek gelir beni bir sonraki bölüme geçirirdi.

Mario kahramanımdı yani O benim küçükken:)
Şimdi de gönlümün tek kahramanı... Hep bir sempatim vardı Biricike karşı küçükken. O'nu görmek çocuk ruhumda beni mutlu kılıyordu... Benimle oyunlar oynuyor nazımı çekiyordu çünkü:) 
Anılarım ilkokuldan sonra bitiyor çünkü gel zaman git zaman büyüdük ve göremez olduk birbirimizi... Orta okuldan itibaren dışarıda okuduğu için Biricik, sonrasında denk gelemedik hiç. Başka şehirlerde okunan okullar, arada sırada ailesinden nasıl olduğuna neler yaptığına dair haber alışlar...Birebir iletişimimiz hiç olmadı. Hepsi bundan ibaretti. Ayrı şehirlerde birbirimizden habersiz başka hayatlarda akıp gitmedeydi zaman... Ta ki o güne kadar:)


Hani en son babalar duyar ya böyle şeyleri, yok bizde tam tersi oldu en son duyan anneler oldu.
Babalar bizzat işin içindeydi:) Şöyle ki, bir gün babacığım:

''hayatım bir dakika gelir misin?'' diye çağırdı, odaya girdik kapıyı kapattık ve şöyle bir konuşma geçti aramızda;  Biricikin babası geldi bugün, oturduk sohbet ettik, Biricik seninle görüşmek istiyormuş hayırlı bir konuda, benim iznim olursa tabii, telefon numaranı istemiş , ben de verdim seni arayacak haberin olsun, bir görüşüp bakarsınız hı dedi ve ben küçük bir şok içinde, nasıl Biricik abi miii dedim:) Şaşkınlıktan ne diyeceğimi ne düşüneceğimi bilemedim o an:)  
Annelerin haberi olmayacak, lakin olur olmaz, görüşünce anlaşamazsanız anneler daha duygusal bakarlar olaya, alınırlar, gönül koyarlar diye, olumlu neticelenirse söyleyelim dedi, öyle karar vermişler yani:)  Eh tamam bakalım öyle olsun dedim ve heyecanla beklemeye koyuldum:) Kırk yıl düşünsem aklımın köşesine bile gelmezdi böyle bir şey olacağı...

Yıllar sonra sesini ilk defa duyduğumda o an daha ılık bir bahar havası yayıldı içime. Karşımdaki insan hem tanıdıktı hem de bir o kadar yabancı... Çocukluk hatıralarında yer etmiş bir kahramandı sadece:) İlk görüştüğümüzde nerede buluşacağımızı falan babacığıma söylemiştim hatta anneye çaktırmayacağız ya, izni de babacımdan alıyordum:)
İlk buluşmamızda kalbim güm güm atıyordu ne olacaktı nasıl olacaktı bilmiyordum ama sonuçta tanıdıktı ya, onun verdiği bir rahatlıkta vardı:) Neyse buluştuk ve ben fark ettim ki yolda görsem gözüme bir yerlerden tanıdık gelir ama çıkaramayabilirdim:) İlk gün benim tedirginliğim heyecanımdan nasıl geçtiğini anlamadık. Çocukluğumuzdan falan bahsettik sonra Biricikin dediğine göre biraz da alakasız konuları anlatıp durmuşum:) ilk günden direk konuya dalmadık yani. 

Bir hafta kadar görüştük konuştuk ve artık bir karar vermemiz gerekiyordu, fikirler kafa yapılarımız nasıl uyuşuyor mu ve asıl önemlisi kalpler ne durumda diye:) Fikirler zaten uyuyordu sonra şöyle bir kendimizi yokladığımızda bir baktık ki kalp de olur veriyor tamam devam dedik ve annelere açıkladık:) Ki onlar da çok mutlu oldular.. Meğer anneciğim hep içinden geçirir istermiş Biriciki de olur vermezmiş nerden olacak nasıl olacak diye:) Haberi duyunca haliyle çok sevindi çok.


Kalplerin aşka filizlenmesi bir ay içinde gerçekleşti...
Yani ilk görüşte aşık olmadık birbirimize biz... İlk anda  ikimiz de bilmiyorduk bu kadar çok, böyle derin seveceğimizi birbirimizi... O yüzden davetiyemizde de şu güzel cümlelere yer verdik....

''Rabb’imizin lûtfuyla ısındı kalplerimiz birbirine.
O kalplerimize aşkı vermeseydi birbirimizi sevemezdik, hep yabancı kalırdık. Kalplerimize aşkı bahşeden Rabb’imizi, kalplere düşen aşklar sayısınca tesbih ediyoruz.
Ruhlarımızı birbirine tanış eyleyen Yaratıcı’mıza, kâinatı şenlendiren ruhlar sayısınca şükrediyoruz.''

Yüzüğü ne zaman takarız şu ne zaman bu ne zaman düğün en az yaza olur derken bir baktık ki nişandan iki ay sonra evleniyoruz:) Kısa da olsa, etrafta kanatlı kelebek gibi dolaştığım aşkın en güzel halini yaşadığım, bütün hücrelerimde hissettiğim çok güzel bir nişanlılık süreci yaşadım... O kadar çabuk gelişti her şey.... Kısa öz temiz iş:) İyi ki de böyle karar vermişiz diyoruz şimdi :) Doğru bir karar olmuş. Şimdi her baktığımda o güzel yüzüne Biriciğimin, can eşimin, hep yeniden başlıyorum sevmeye, her defasında çoğalarak.


O süreçte canım babacığımın desteği çoktu bana... O da gönlümdeki yerini bir kez daha taçlandırdı...

Böyle güzel bir babaya sahip olduğum için çok şanslıyım, çok seviyorum O'nu... Ayrıca çok güzel çok iyi bir insan olan, kesinlikle hayran olduğum bir ikinci babaya sahip olduğum için de şanslıyım;)



15 Nis 2014

BİR SEVGİLİYE


Biricikim eşimin beni kendine hayran bıraktırdığı yazısı...


Ey aşkıyla Aşk'a aşık ettiren aşık,
Ey sevgisiyle En Sevgili'yi sevdiren sevgili,
Ey sıcak huzur,

Bu ne güzel bir var oluştur, var olmaya mutlak varlıktan bir tecelli manasını veren bir var oluş...
Bu ne güzel bir sevgidir ki, sevmeye mutlak Aşk'dan bir tecelli manasını veren bir seviş...
Bu ne sıcak bir gülüştür içime yayılan, ne parlak bir nurdur ruhumu kaplayan, ne mavi bir huzurdur dünyama yansıyan... Sen geldin çok şey gitti hayatımdan; gelen gideni aratmadı, arttırdı her gelen yeni geleni. Kat kat 47 kat oldu neşem, sevincim, iyiliğim...

Mana kazandı seninle; yazılmış milyonlarca aşk kitabı, kafiyelenmiş yüzbinlerce aşk dizesi, terennüm edilmiş on binlerce aşk şarkısı, yapılmış binlerce aşk filmi... Şimdi hayat daha anlamlı, çünkü artık anlıyorum, çünkü artık heryerdeki kopuk bağlantı seninle ilmek ilmek dokundu ve koca bir sevgi oldu... Bir kainat dolusu sevgi ilmeği, hatta sevgi kördüğümü oldu....

Ey güneşteki soğuk güne ısı veren ışığım,
Ey aydaki karanlık geceye yol gösteren aydınlığım,

Sen geldin, her şey manaya geldi... Klavyem aşkı yazdığım yer, koltuğum aşkı düşündüğüm yer, seccadem aşk için dua ettiğim yer oldu.
Masamda telefonun her titreyişi kalp titremesi, cebimde telefonun her kıpranışı içimdeki çocuğun kıpır kıpır oluşu oldu... Ve bir mesaj oldu seninle gelen;
Aşktan son dakika haberleri,
Aşkta son dakika haberleri,
Aşka son dakika haberleri,
ve aleme son dakika haberi... AŞK!

Girdin dünyama sessiz sakin, sonra bağıra çağıra aşkını haykırarak yerleştin kalbime.
Nasıl yaptın da bu kurak topraklara su getirdin? Sırrın nedir ki aşkın ab-ı hayatıyla susuzluğuma merhem oldun?..

Git anneciğine sor bi;
Sana hamileyken hangi erişilmez dağlardan getirilmiş baldan tatlıları yemiş, hangi doyulmaz aromalı şerbetleri içmiş, hangi ahengi baş döndüren serenatların ezgilerin terennümlerini dinletmiş de varlığın böyle tatlı olmuş...

Sen bebekken hangi rengarenk çiçeklere sarmış kundağını, hangi ışıl ışıl yıldızlarla örtmüş üstünü, hangi huzur veren rayihalardan yapılma sabunlarla yıkamış, hangi anka kuşlarının sütleriyle beslemiş seni, hangi masal diyarlarının prensesleri olmuşsun sen...

Sor bi annene; hangi büyüler tılsımlar muskalar sihirler 2 kgramlık eti bu dünyaya sığmayacak kadar büyük bir kalbe çevirmiş...
Sor bakalım; hangi hocalardan ne dualar okumalar almış da binlerce çocuğun şen şakrak ruhunu bu küçük ruhuna sığdırmış...

Bir de Rabbime sor bakalım; benim hangi minicik sevapçık parçam makamına ulaşmış da, hangi yamuk buruk duam kabula layık görülmüş de, hangi yalandan göz yaşım yere düşemeden evvel makamına ulaşmış da bana bu büyük lütfunu layık görmüş...
Ve sor ona, de ki; 'Ey Rabbim, sen neden bu kadar Aşk'sın?!...
Ne de güzel Aşk'sın sen...'

Ne de güzel aşk müjdesisin sen...



11 Nis 2014

HERKESE BİR SÖZ

Şems-i Tebrizi'ye ait bu güzel sözlerden sizinki hangisi ?



*Gönül kime söz vermişse aŞk onda muhteşemdir.

*Kızgınlık çok gürültülüdür, oysa kırgınlık ne kadar da sessiz.


*Güvendiğiniz dağlara kar yağdığında en güzel çare dağ ile karı baş başa bırakmaktır. Gün gelip karlar eridiğinde; dağ yolunuzu gözleyince en güzel cevap, başka bir dağdan selam yollamaktır.


*Diyorlar ki dost acı söyler. Acıyı söyleyene dost denilmez ki! Seni sevmeyen acı söyler, dostun sana söyleyeceği acı dahi olsa senin canını acıtmayacak şekilde tatlı dille söyler...


*
Sana affedilemeyecek kadar büyük hata yapan birine, akıl sınırlarının bittiği yerden başlayacak ceza vermek istiyorsan ; bütün samimiyetinle affet. Hissedilen her şeyi arşivleyen kader, kendisiyle en iyi biçimde ilgilenecektir.


*Yaşarken anlayamadıkları değerleri, öldükten sonra anlamanın kimseye faydası yok. Sevdiğinizi dirileştirmenin
yolu, hayatın tazeliğinde itiraf ve ifade etmektir. 


*
Aşık olmakla sevmek arasındaki farkı sormuşlar, cevaplamış Şems:

-Senin baktığına herkes bakar; ama senin onda görebildiğini herkes göremez. Herkes aşık olabilir; ama hiç kimse senin gibi sevemez. Tek fark sensin. Seni özel kılan sevdiğin değil, sevgin…

*Bir yürek ancak bir yürekle takas edilir. Yüreğini almadığım kimseye vermem yüreğimi.

*Ya tam açacaksın yüreğini ya da hiç yeltenmeyeceksin. Grisi yoktur aşkın! ya siyahı ya beyazı seçeceksin.

*Dünyayı ahirete götüremeyeceğin göre, öyle yaşa ki dünya seni ahirete götürsün.

*
Bırak hayat sana rağmen değil seninle beraber aksın. Düzenim bozulur, hayatımın altı üstüne gelir diye endişe etme. Nereden biliyorsun hayatının altının üstünden daha iyi olmayacağını?


*
Ey insan! Kafdağı kadar yüksekte olsanda, kefene sığacak kadar küçüksün. Unutma her şeyin bir hesabı var. Üzdüğün kadar üzülürsün.

9 Nis 2014

EYVAH BEBEĞİ UNUTTUK!






Şimdi anlatacağım olay, ben her ne kadar hatırlamasam da bizzat tarafımdan yaşanmış olup, tamamen gerçektir:)

Şimdi efendim bizimkiler anne babalarını ziyarete gidiyorlar bir tatilde ,ben daha yeni doğmuşum bir kaç aylık bir varlıkmışım.

Olay da dönüş vaktinde yaşanıyor... Eve yakın olan cadde üzerinden geçtiği için otobüs, garaja gidilmiyor. Otobüsün geçeceği güzergah üzerinde beklemeye koyuluyor cümbür cemaat… Eee aile kalabalık. Herkes uğurlamaya gelmiş, iki adımlık yol zaten . Ben anneannemin kucağında mışıl mışıl uyuyor vaziyetteymişim. Derkennn bizim otobüs uzaktan görülüyor ve tabii hemen başlıyor veda faslı; öp, sarıl sarmala sarmaş dolaş, şapur şupur  sırayla ve olabildiğince aceleyle...

Bir telaştır ki kasmış kavurmuş ortalığı her kafadan bir ses falan. Yani tam bir curcuna… Biraz sonra olacaklardan habersiz curcuna devam etmekte. Otobüsün de bizimkileri  bekleyecek hali mi var hemen biniyorlar apar topar. Arada kaynayan da ben oluyorum:) 
Eee sorarım size annecim babacım, hani ben -sevgili  bebeğiniz yavrunuz -  neredeyimmm ? Kucağınızda olmam gerekmiyor muydu , bir boşluk falanda mı hissetmediniz yahu?  Bensiz bir güzel biniyorlar,  zaten daha ikinci basamaktayken otobüs çoktan hareket eder bilirsiniz. Biraz sakinleşince arkada kalanlar, bir bakıyorlar anneannemin kucağında bir adet bebek -e tabii ki ben-  arz-ı endam göstermekte Description: Siritiyor Onlar da ancak fark ediyor. Anne baba bindi gitmekte bile oohhh. Cep telefonu falan da yok ki o zamanlar:)  
 
Sonrası tabi tam filmlerdeki gibi. Eniştelerden biri anneannemle atlıyor arabaya otobüsün peşinden yallah. Eniştem otobüsü yakalamak için gerekli  aksiyonu sağlamıştır hatta  aksiyon film karelerinden fırlamış gibi heyecanda zirve yapmıştır sayemde diye düşünüyorum Description: Kaş çatmış Ben her şeyden habersiz öylece uyumaktaymışım. Daha kundaktayken böyle bir  maceram olmuş. Ama gel gör ki olayın başkahramanı ben kaçırmışım bütün heyecanı, olacak iş mi... Hatırlamıyorum ki yahu tüühh:) Bu arada bizimkiler de hala  daha o hengamenin şokunu atlatamamış olacaklar ki, ben akıllarına, enişte otobüsü yakalayıp arkasından durmadan kornaya basınca gelmişim.. Bir anda kocaman dank ediyor tabiiii; 
Eyvaaaahhhhhh kızı unuttuk !!! :))
 Neyse efendim otobüs duruyor.. Tabi  yolun ortasında durdurulmak da ayrı bir olay tüm yolcularda bir  merak acaba ne oldu niçin durduk ne çıkacak kim gelecek :) Bütün gözler kapıda. Veeee işteeee beklenen şahsı muhterem görünüyor. Beeeen Description: Mutlu Teslim ediliyorum sonunda kavuşuyoruz yani..

De  ben otobüstekilerin halini düşünemiyorum.. Otobüsün arkasından arabanın teki  daatt daaattt daaattt diye çatır çatır çatlatıyor sonra otobüs  durduruluyor adamın teki kucağında bir bebek, paketiniz var efendim der gibi beni getirip bir adamla kadının kucağına bırakıp tekrar gidiyor... Kim bilir neler demişlerdir oy oy oyhh. O durumda ben olmak istemezdim  Description: Kaş çatmış Meraklı, nasıl yani diye sorgulayan bakışlar karşısında nasıldı yüz ifadeleri acaba... O güzel gülüşleri eşlik etmiştir yüzlerine eminim:)

Neymiş, insanlık hali her şey olabilirmiş...:) Annecim, babacım, sizi çok seviyorum iyi ki varsınız! :)


7 Nis 2014

BİR KALBİ DİNLEMEK


_Sıkılıyorum.
_Hadi kapat gözlerini ve tut ellerimi ozaman!
_Ne değişicek ki?
_Tut da gör...Pek çok şey, her gün ben de varettiklerin belki de.
_Masallarda olur o dediğin be..!
_Kendi masalını kendin yazacaksın sen tut ellerimi hele birkere…
_Peki hiç açmasam gözlerimi de hep orda kalsam olur mu?
_Düşün bakalım peki nasıl kalabilirsin benimle.
_ .....?
_Sen İstediğinde sımsıcak  bir çift elim  sana, hep sevgiyle uzanacak olan..
Yalnızlık sokaklarında benim nefesimdir seni ayakta dimdik tutan
Fark etmesen de sen!
        ….
Kapadım gözlerimi
Uzattım ellerimi
Tuttum ellerinden..!
İşte şimdi bir masalın; kendi  mutlu masalımın içinde
yüreğimle birlikte gezinmekteyim…
 
 Fark ettim seni..!


4 Nis 2014

SEVGİNİN HER HALİ

7403057410_d9d18e1f27_z

Biricik'ime...;


Ressamın fırçasında sen,
tuvalinde dokunuşunla benim var olan...!


Sabahın kucağında çiçekler, kokusu denizleri sarmış... Nefes nefes çekip içime, duygularına biraz daha umut yüklüyorum ömrümün.

Rüzgarın kulağıma fısıldadığı sözlerle sarhoş; turkuaz gülüşlerimi, pazarlıksız sevginle ısıttığım yüreğimi gönderiyorum sana, kabul buyur sevgili.


Dünüm günüm hep huzur içinde, hep gözlerindeki derinliğe yakalanıyorum ve kalp atışları hızlanıyor aşkın... 


Bir ömür can/canan olabilmek. En ateşli duası gönlümün.


Mutlu hafta sonları diliyorum herkese. Keyfiniz bol olsuuunnnn ;)



Sen ne sevilesi ne tatlı ne harika bir varlıksın, ne güzel, ne şirin yaratmış seni  Yaradan...Tanımıyorum ama bayıldım bayıldım,yukarıdaki fotoğraftan bahsediyorum evet:) Koydum bilgisayarın ekranına,  her an kocaman gülümsüyor böyle tatlı tatlı ve ben de  her baktığımda tebessüm edip sevmekten kendimi alıkoyamıyorum:) Rabbim ne güzel sevgilerle donatmış bizi, ne güzel bir histir bu ah, şükürler olsun verene hissettirene.












1 Nis 2014

BAHARI GETİREN




Ey kalbimin ğöğü! Ey kalbimi kızıl bir sevdayla kuşatanım!
Ruhumun çorak toprakları vardı benim ve kimsesiz hüzünlerim... Sonra sen buldun beni, sağanak sağanak  tebessümünle yağdın üzerime, çölün kalbinde çiçekler açtırdın.
Kara kışlarda kuruyan dallarımın ardından gönlüme ebedi baharı müjdeledin.  
Karşımda durup alev alev saplanan kirpiklerinle ruhumu sevgiye çağırdın. 
Eflatun geceleri süsleyen,  o efsunlu renginle yürek ısıtan kandilim oldun...  
Sen her bakışında bana, gözlerinden düşer aşk ruhuma ve büyüler gönlümü bilesin... İşte bu sebepledir yüzüne uzun uzun bakışlarım can sevgili, bunu da bilesin...