BİR SEVGİLİYE

Ey aşkıyla Aşk'a aşık ettiren aşık, Ey sevgisiyle En Sevgili'yi sevdiren sevgili, Ey sıcak huzur

BAHARI GETİREN

Ey kalbimin ğöğü! Ey kalbimi kızıl bir sevdayla kuşatanım!

AYNADAKİ SEN

Oysa ne çok özlemiştim seni, bir bilsen yokluğundan utanırdın...

HEP BİR ARADA

Melekleri topladık diye tebessümle söylendi hep babacım...

EVLİLİK AŞKI ÖLDÜRMEZ OLDURUR

Kerem kendi suretini görmeden, sen artık aslına bürün demişler. Ferhat doğduğu gün, isim vermeden bu çocuk ne kadar şirin demişler.

28 Ara 2016

MİNYATÜR PETEKLER


Evdeki kaloriferlerimiz o kadar küçük ki, her gören bunlar evi ısıtıyor mu diye soramadan geçemiyor.
Kocaman salona üç adımlık üç karışlık petek koymuşlar. E ısınamıyoruz haliyle.

Biricik ki, yaz kış demez hep evde kısa kolla dolaşır, ben hırkayla otururken:) O bile zaman zaman soğuk burası yaa deyip hırka giyiyorsa ortam gerçekten soğuktur vesselam... Alllahtan klima taktırmıştık yazın da, arada bir de onu açıyoruz öyle ısınıyoruz... Biz neyse de Zeynep var sonuçta.

İnsanın evde burnu üşür mü yaa:) Hele mutfakta bir peteğimiz var ki evlere şenlik, minyatür ya hu minyatür. Benim elimle iki karış adımlarımla iki adımcık:))

Ancak kendini ısıtıyor. Mutfağı ısıtmasını beklemeyi geçtik,  insanın battaniyeyle üzerini örtesi geliyor daha da yazık üşümesin diye :))

Yenisini daha büyüklerini taktırmak lazım efendim demem o ki...
Bu arada oldukça orijinal dekoratif petekler varmış onlardan taktırası geliyor insanın.  Dekoratif kalorifer peteği olduğu ve de onlara bakmak hiç aklıma gelmemişti görene kadar:)







23 Ara 2016

HAPŞUUUU

Bu ayın da sonuna gelmişiz ben ha yazayım ya yazdım derken. Başında ise Aydın'a gidip geldik üç dört günlük. Zeynep'i özlemişti herkes, kısa da olsa iyi oldu. Arkadaşlarımızı da gördük.

Uçakta giderken ve de gelirken Zeynep ile  yolculuk pek de kolay olmadı  ama bir yolunu bulduk. Bir iki saat bilerek emzirmemiştim ki  iyice acıkıp uçakta kalkarken emip uyusun diye. Ki 3 saattir de uykusuzdu ama maalesef inadı tuttu emmedi mi...

Uykusu olduğundan da huzursuz mu, huzursuz...  Şükür ki yanımıza oyalarız diyerekten elma dilimleri ve püresini almıştık. Onları yedirerek, vererek oyaladık. olmadı dergileri karıştırdık hatta birazcık yırttık, biraz oyuncaklarıyla derken gayet yorulmuş olarak bitirdik yolculuğu. Neyse ki bir saatçik bir yol. Sonra bir de oradan bir saat de otobüsle Aydın yolculuğu var tabii ama o kadar açlığın ve uykusuzluğun üzerine, emzirip de arabasına koyunca hemen uyudu kuzum.Öyle böyle geçti.

Bu arada iki tane dişimiz çıktı alttan. tepkilerimiz arttı. Geri geri gitmeye başladı ufaktan.  Bir hafta sonra  7 aylık oluyoruz inşallah. Birazcık da rahatsızız. İlk hastalığı. Öksürük ve burun akıntısı. Bir hapşuuuu dedi mi karışıyor burnu ağzına yavrumun:)) hiiii allaaaah diyip zor yetişiyorum yemeden :D

Çok seviyoruz çok... Kendi büyüdükçe sevgisi de çoğalıyor.
benim kocaman boncuk gözlü kuzum. Gören gözlere bak çok güzel diyip de seviyor:) hele bir de gülünce oyyh hayranımm hayrann o gülüşe o güzelliğe ben.

Mutlu, keyifli hafta sonları olsun inşallah.