BİR SEVGİLİYE

Ey aşkıyla Aşk'a aşık ettiren aşık, Ey sevgisiyle En Sevgili'yi sevdiren sevgili, Ey sıcak huzur

BAHARI GETİREN

Ey kalbimin ğöğü! Ey kalbimi kızıl bir sevdayla kuşatanım!

AYNADAKİ SEN

Oysa ne çok özlemiştim seni, bir bilsen yokluğundan utanırdın...

HEP BİR ARADA

Melekleri topladık diye tebessümle söylendi hep babacım...

EVLİLİK AŞKI ÖLDÜRMEZ OLDURUR

Kerem kendi suretini görmeden, sen artık aslına bürün demişler. Ferhat doğduğu gün, isim vermeden bu çocuk ne kadar şirin demişler.

29 May 2014

CİCİ MİSAFİRLERİM VAR:)

Yarın çok sevdiğim, 7 yaşından beri birlikte olduğumuz, can dostum Edu geliyor eşiyle birlikte... Bahsetmiştim kendisinden şu yazımda hani, bakınca hatırlarsınız.


Kışın biz gitmiştik yanlarına Van'a, sürpriz yapmıştık. Şimdi sıra onlarda.
Heyecanla bekliyorum:) Hazırlıklarımı da yaptım; mantımı yaptım, yuvarlamamı yaptım, ( Aydın usulü, düğünlerde yapılır genelde) içli köftemi yaptım ve buzluğa attım:) Tattırmak istediğim özel yemeklerimden :p :)Sadece pişirmesi kaldı. Bir de sarma yapacağım tamamlanacak:) Yanına yapılacak yemekler de an içerisinde karar verilip yapılacak artık.Yiyecek fırsatımız olur mu bunların hepsini bilmem de ben yaptım koydum işte:) Zararı yok ya, her halükarda yarar işime, şimdi olmazsa daha sonra ;)


Biricikim canım, çok güzel program da hazırlamış sağ olsun, tur programı gibi resmen:) Her ayrıntıyı not almış, her inceliği sunan yine kendisi. Benim değer verdiğim insanlara verdiği değere, ilgiye hayranım, ince düşünceli Biricikim benim :).... Buradan en içten teşekkürlerimi iletiyorum kendisine hihi:))

İşte efendim eğer hava koşulları da uygun olur da müsaade ederse, 3gün boyunca İstanbul kazan biz kepçe gezeceğiz inşallah.... He olmadı mı, kötü mü gitti, çok mu yağmur yağdı, çıkamadık mı bir şekilde, olsun dert değil, bir arada olmak zaten yeterince güzel:) Biz evde de bakarız keyfimize:) Biz onlardayken çok keyifli vakitler geçirmiş çok eğlenmiştik birlikte. İnşallah bizde de aynı enerjiyi, neşeyi yakalayabiliriz:)

Nerelere gittik, neler yaptık, bol fotoğraflı şekilde  haftaya yazarım yazısını da inşallah.
Şimdiden hepinize mutlu, keyifli hafta sonları diliyorum.

26 May 2014

KİTAPLAR VE BİZ

*Şöyle kısa kısa notlar düşeyim bu aralar yaptıklarımıza dair...
Hafta sonları havaların da güzel olmasıyla birlikte evden çıkıp (Mecidiyeköy) Beşiktaş'a, ana cadde üzerinden değil yalnız oradan yürümeyi sevmiyorum. Bizim yürüdüğümüz güzergah oldukça hoş oluyor. Oradan Karaköy'e kadar yürüyüp,  oraya kadar gitmişken de Güllüoğlu'nun o güzel bohçalarından yiyip, sonra Taksim'e geçip, İstiklal'de biraz yürüyüp eve dönüyoruz... Dönüş
metroyla tabii:)  Yani toplamda 3 buçuk saat falan yürüyoruz işte:) İyi geliyor hava da güzel olunca....

*
Biricikle birlikte kitap okuyoruz.  Ortak okuduğumuz kitaplarımız var. Belli bir  saatte O okuyor ben dinliyorum:) Bazen de ben okuyorum.... Ortak okuduğumuz iki kitabımız var.


*
Biri Amak-ı Hayal. Farklı bir kitap farklı bir tarz ve lezzet... Maceracı bir uslüp ve masalsı bir anlatım tarzı. Kitabın her bölümünde farklı bir kurgu farklı bir fantastik hikaye okuyacaksınız  Her macera da bir soruya yanıt aranıyor. 44 sayfacık ama mana bakımından zengin bir kitap.  Kitabın arka kapağı buna işaret zaten. Henüz bitirmedik hala okumaya devam ediyoruz biz.


''
Tuhaf! Varla yok hiç bir olur mu? Örneğin ben şimdi varım, yarın yok olacağım. Bu ikisi arasında fark yok mu?" dedim.

Deli, başını çevirdi. Kahkahayı bastı:
"Vay! Sen varsın ha?! Acaba var mısın?"
Ruh ve madde âlemi arasında varlığın hakiki manasını arayan Raci'nin yolu nihayet bir gün, mezarlıktaki küçük kulübesinde yaşamını sürdüren Aynalı Baba ile kesişir.

Benliğini şüphe ejderhasına teslim etmek üzere olan Raci'nin kafasındaki sis perdesi, bundan sonra yavaş yavaş dağılır ve bizleri tadına doyamayacağımız heyecanlı bir yolculuğa çıkarır. Raci'nin, hayalin derinliklerinde hiçlik zirvesinden Zerdüşt'ün diyarına, Kaf ve Anka'ya, oradan da ilahi aşkın nuruna doğru yaptığı bu manevi yolculukta tasavvuf deryasının sırlarına doğru kanat çırpacaksınız.''


Misal, Raci'nin hayalin derinliklerine yaptığı bir yolculuğunda, vardığı diyardaki insanların göz yerine kaşlarının altında bir çift arpacık soğanı taşıdıklarını görür hayretle. Fantastik hoş bir hikayedir ki, bu kısmın sonunda ise "kimi zaman beşerin gözleri hakikatleri görmekte ancak bir arpacık soğanı himmetindedir" der..


*
Bir diğer kitabımız Hz Muhammed'in Hayatı . Martin Lings'in. İngiliz asıllı Müslüman yazar. Araştırdık biraz. Ödül almış bir kitap olduğundan bunu seçtik.  daha başlardayız ama güzel gidiyor, anlatımı hoş. İlerleyen zamanlarda bahsederim  yine okudukça.


*
Bir de benim kendi okuduğum kitabım var. O da Saraj Julio'nun
Son Kamelya isimli kitabı. Konusunu biraz daha farklı buldum hoşuma gitti ve aldım... 3 günde bitirilebilecek bir kitap aslında ama keyifle yavaş okuyorum:)


Önce küçük bir tohum düşer kalbin odasına, sonra aşkla yeşerir. Kulak verin, umudun sesini duyabiliyor musunuz?

Kamelya çiçeği üzerine kurulmuş bir senaryo... Macera, gizem, aşk, ve tabii ki acı... Böğürtlen Kışı isimli kitabını duymuş, yalnız konusu beni pek açmadığından almamıştım fakat bunun konusu beni tatmin etti:) Sevdim... Sürükleyici bir kitap. Sıkmıyor hiç, hatta merak ediyor insan, kahramanlar gizemleri çözmeye çalışırken, ne olacak acaba diye....

20 May 2014

YOLDAN GEÇEN BİRİ




Bir kırlangıç bir su birikintisi bir parça gök.
Bir şiirden düşmüş olmalı bunlar.

Böyle diyordu yoldan geçen biri.



                                                  İlhan Berk


Üç kez seni seviyorum diye uyandım
Tuttum sonra çiçeklerin suyunu değiştirdim
Bir bulut başını almış gidiyordu görüyordum.

Sabahın bir yerinden düşmüş gibiydi yüzün.
Sokağı balkonları yarım kalmış bir şiiri teptim
Sıkıldım yemekler yaptım kendime otlar kuruttum
-Taflanım! diyordu bir ses duyuyordum.


Cumhuriyetin ilk günleri gibiydi yüzün.

Kalktım sonra bir aşağı bir yukarı dolaştım
Şiirler okudum şiirlerdeki yaşa geldim
Karanfil sakız kokan soluğunu üstümde duydum.


Eskitiyorum eskitiyorum kalıyor ne kadar güzel olduğun.



12 May 2014

ÇAY EŞLİĞİNDE





 








Bir kaç gündür çay arayışındayız:) Biz Biricikle aromalı kokulu çayları seviyoruz ve her akşam mutlaka içeriz. Bergamot aromalı Earl Grey kullanıyoruz. Herkes sevmez elbet ama ben çaya tarçını karanfili de çok yakıştırırım:) Neyse efendim...  
İki favori çayımız vardı ki onları buralarda bulmak mümkün olmuyor....Denemeden önce bilmiyorduk tabii ama denedikten sonra şimdi keşke olsa da içsek diyoruz. Sevilla'da (İspanya) gördüğümüz çay dükkanından, kokularına bakıp beğenerek aldığımız bir çay vardı, té mil flores.... Normal demlediğimiz çayın içine bir tutam ondan attık mı mis gibi bir koku ve aroma veriyordu. Kokusuna bayılıyorduk. 

Bir de Lipton Gold Tea vardı. Piramit şeklinde paketlerde. Kokusu, verdiği aroma enfesti...
Liptonunkini buluruz vardır diye umuyordum ki, malesef o da yok.... Yurt dışına giderseniz eğer mutlaka Lipton Gold Tea alıp deneyin derim ya da giden tanıdık eş dostunuz varsa bir kutu getirmelerini rica edin sizin için:) Bunu yurt dışında her hangi bir ülkede, marketlerde bulmak mümkün çünkü. 

Kadıköy taraflarında da varmış bir çay kahve dükkanı, internetten araştırırken gördük, değişik aromalı çaylar var, bizzat gidip kokularına bakmalı diyoruz, belki hoşumuza giden bir çay daha buluruz belli mi olur:)

Gelelim yukarıdaki fotoğraflara:
Mayıs ayının serin, yağmurlu, sonbahar havasında geçen şu geçen günlerine inat, özellikle de hafta sonu,  Antalya'da şubat ayında yazdan kalma bir havada bu güzellikleri çekmiştik... Bu sene tersine döndü sanki mevsimler... Kışı kaloriferleri neredeyse  yakmayarak geçirdik. Yazdan kalma havaları da gördük geçen aylarda. Şimdi de tam tersi havaları gördük bir haftadır. Yazın serin geçecek olması güzel aslında, yeter ki kapalı bol bulutlu ve de uzun yağmurlu olmasın:) Ruhum da kapanıyor ya hu.

Güneş olsun, masmavi gökyüzü olsun gözümüz gönlümüz açılsın. Hele de mümkünse ay sonuna güzel havalar  denk gelsin, Edular geldiğinde.... Güzel keyifli bir İstanbul gezisi hayal ediyoruz, umarım öyle de olur.... Hoş hava kötü de olsa birlikte olduğumuzdan yine de keyifli geçer vaktimiz ama açık havayla daha da bir güzel olur:)



6 May 2014

GÜZEL ZAMANLAR











































Aydın'dan, gittiğimiz piknikten bu cici fotoğrafları getirdim... Cumartesi günü hava pek bir güzeldi ve biz de değerlendirelim dedik hep birlikte:) Çok da güzel oldu. Keyifli vakitler geçirdik. O güzel ferah havada semaverde çayımızı da içtik... Denizli'de okuyan kız kardeşim de geldi biz varız diye:) 
Ama arkadaşım Eduyla görüşemedik malesef... Aynı şehirde olup da görüşememek. Aslında biz ne yapar ne eder muhakkak görürdük birbirimizi de, bu ay sonunda bize gelecek olmalarının rahatlığı yüzünden çok zorlamadık durumları:) Nasılsa göreceğiz diye... 
Aydın'a pek sık gittik ama bir dahaki  ziyaretimiz nasipse Kurban bayramında olacak artık...
Ha bir de gördüğünüz kuzulu bardak kardeşimden hediye:) Görünce, kuzulu diye, biz severiz diye hemen almış sağolsun:)) 
Sahiden de çok sevdim çok cici:)




2 May 2014

KUZUCUKLAR DER Kİ







Bu şiyiin kuzucukları Biricikim almıştı bana...Çok severim kendilerini. Sevilmeyecek gibiler mi hem ?:)Fotoğraf çekesim gelmiş ki, bakışırken kendileriyle birden gözüme çarptılar, bende dayanamadım aldım makinemi elime ve pozladım sizler için:) Kuzucuklarla uğraşırken o kadar kaptırmışım ki adres olarak huzur bulutum değil de ismimi yazmışım ama olsun hiç mühim değil o da yakışmış:))

Bu akşam Aydın'a gidiyoruz biz inşallah. Duyduk ki güzel, açık, sıcak bir hava geliyormuş yarından itibaren, e ailelerimizle birlikte bir bahar havasının tadını çıkaralım istedik;) Aslında çok önceden planlanmış ve alınmıştı biletler her zaman ki gibi;) 

Ha bir de en yakın arkadaşım,(20 yıllık olan) Edu da orada, Aydın'da ki son 2 gününe yetişiyoruz neyse ki:) Güzel bir hafta sonu geçirmeyi umut ediyoruz biz:)  Sizlere de   dostlarınızla ve  ailenizle birlikte, masmavi, güneşli ve bol keyifli hafta sonları diliyoruz kuzucuklarımla birlikte:))