BİR SEVGİLİYE

Ey aşkıyla Aşk'a aşık ettiren aşık, Ey sevgisiyle En Sevgili'yi sevdiren sevgili, Ey sıcak huzur

BAHARI GETİREN

Ey kalbimin ğöğü! Ey kalbimi kızıl bir sevdayla kuşatanım!

AYNADAKİ SEN

Oysa ne çok özlemiştim seni, bir bilsen yokluğundan utanırdın...

HEP BİR ARADA

Melekleri topladık diye tebessümle söylendi hep babacım...

EVLİLİK AŞKI ÖLDÜRMEZ OLDURUR

Kerem kendi suretini görmeden, sen artık aslına bürün demişler. Ferhat doğduğu gün, isim vermeden bu çocuk ne kadar şirin demişler.

24 Eyl 2014

SEÇME ZEVKİ TARTIŞMASI




Bernard Shaw ''seçme zevki'' üzerine karısıyla tartışıyordu. Sonunda dayattı:
'' Boşuna inat etme hanım! Erkeklerin seçme zevki kadınlarınkinden daima üstündür!''
Eşi bu gerçeği kabul etti:
''Haklısın Bernard! Sen kadın olarak beni seçmişsin, bense koca olarak ancak seni seçebildim!''


:))



18 Eyl 2014

ÜÇ BİN TEBRİK KARTI YAZILIRSA EĞER:)


İlk olarak, o şen şakrak gülüşü eşliğinde babacığımdan dinlemiştim bu yazıyı, sevdiği güzel yazıları bizlerle paylaşmayı çok sever.:) Sonrasında da lisede edebiyat hocamdan dinlemiştim ki, gülmekten zor okumuştu. Sizlerle de paylaşayım istedim;)



Sene 1965.. Bir genel müdürlükte, özel kalem müdürü yardımcısıyım. Bayrama on gün kala, benim  müdür hastalandı ve rapor aldı. Ben ise işe gireli iki hafta olmuş olmamıs . Ertesi gün, genel müdür, beni odasına çağırdı...

_Buyrun efendim.
_Tebrik kartları hazır mı evladım?
_Hangi tebrik kartları efendim?
_Eyvahlar olsun, Şükrü sana söylemedi mi? Bayram geldi, tebrik kartı göndermeli. Şimdiye çoktan postaya vermiş olmamız gerekirdi.
_Hiç haberim olmadı efendim
_Hemen, hemen hemen ! Yarına istiyorum üç bin adet kartı sabaha kadar yaz ve postaya ver.
Emredersiniz efendim! dedim ve odadan çıktım. Ancak üç bin adet bayram tebrik kartını tek tek nasıl yazacağım.

Genel müdür, kartların çini mürekkeple ve güzel bir yazıyla yazılmasını isterdi. Üç bin adet kartın iki bin tanesi makamca kendinden aşağıda olanlara şu şekilde yazacaktım:
Bayramını kutlar, gözlerinden öperim.

Kalan bin tanesi de, daha üst makamdakilere:
Sizin ve eşinizin bayramını saygıyla kutlarken, sıhhatli ve başarılı günler niyaz ederim. şeklinde yazılacaktı

Sabaha kadar üç bin kart düşünebiliyor musunuz? Hiç vakit geçirmeden masamın başına geçip kolları sıvadım. Önce makamca alttakilere yazmaya başladım.
Bayramını kutlar, gözlerinden öperim.
Bayramını kutlar, gözlerinden öperim.

5,10,20,50,100, 750,875. Yazıyorum yazıyorum bitmiyor! Vakit gece yarısını
geçti. Öyle işkence çekiyorum ki, ekmek parası olmasa bırakıp kaçacağım. Sıra 2000. karta geldiğinde şafak söküyordu. Bende bitmişim ama önümde hala yığınla duruyor 1000 tanede "üst makamlar" a yazılması gereken var. Bir demlik çayla birlikte
"Sizin ve eşinizin bayramını saygıyla kutlarken sıhhatli ve başarılı günler niyaz ederim" diye yazmaya başladım.
1,5,9,19,39,109,... "Sizin ve eşinizin bayramını saygıyla kutlarken sıhhatli ve başarılı günler niyaz ederim".
Boyuna yazıyorum göz kapaklarım iyice ağırlaştı, takoz koysam gene de kapanacak. 209, 529,689,... yaz babam yaz...

Ama artık kalemi parmaklarımın arasında tutamaz oldum. Ben kaleme değil kalem bana hakim.
"Sizin ve eşinizin bayramını saygıyla kutlarken sıhhatli ve başarılı günler niyaz
ederim."


"
Niyaz ederim başarılı günler sizinle eşinizin bayramını kutlarken"
"Kutlarken eşinizin bayramını saygıyla, sıhhatli günler diler Niyazi ile beraber ederim."
"Niyazi ile birlikte sizin ve eşinizin bayramını kutlarken ayrıca sıhhatle ederim."

''Önce bayramınızı eder sonra eşinizle Niyazi'ye başarılı günler dilerim."

''Sizinde eşinizin de Niyazi'nin de bayramını saygıyla eder, sıhhat dilerim."
"Sıhhatli eşinizin bayramını saygıyla kutlarken Niyazi'ye başarılar diler aynı zamanda ederim."

"Bayramınıza etmeden önce eşinizi saygıyla kutlar, Niyazi'nin gözlerinden öperim."


"Sizinde eşinizin de Niyazi'nin de bayramını da, tatilini de, gelmişini de, geçmişini de... saygıyla ederim"

Sabah tam mesai saatinde gözlerim kan çanağı kartları yetiştirdim. Genel Müdür bir ikisine şöyle bir baktı.
"Aferin dedi. Güzel yazmışsın. Hemen postalayın."
HEMEN
POSTALADIK
3 gün sonra da önce bizim Genel Müdürü ondan sonrada bendenizi postaladılar.



17 Eyl 2014

BİR SEVDAYI BEKLEMEK



Rüzgar getirince ötelerden sevgilinin busesini, gökkuşağı  son kez kaydı yalnızlığın göğünde ve kumral kirpikli bir aşığın göz yaşları düştü gülün üstüne...
Yokluk bir gergef misali işlenince yüreğe, nakışlarında yüzü belirdi sevgilinin her dem ve ıssızlığın kahrıyla sulandı çöller.
Güz renkli bir sevdayı sahiplendiğinden beri gönül, umutları gizler oldu aynalar...
Her gece usulca hatıraların omzuna bırakıldı titreyen düşler.
Ve
Gün olur da, sevgilinin kalbinde filizlenir diye, hiç aşksız bırakılmadı o kadife bakışlı gözler...
.....
Belki bir kaç satır da sizin güzel kalemlerinizden dökülür;)



12 Eyl 2014

GÜL VE DİKEN





Hz. Mevlânâ, “Gül, o güzel kokuyu diken ile hoş geçindiği için kazandı” der. Ve güzel geçim için bazı zorluklara katlanılması gerektiğini dile getirir. Bu konuyu güzel bir temsille gülün dilinden şöyle anlatır:
“Gül, o güzel kokuyu diken ile hoş geçindiği için kazandı. Bu gerçeği gülden de işit. Bak, o ne diyor:
-Dikenle beraber bulunduğum için neden gama düşeyim, neden kendimi kedere sokayım?
Ben ki gülmeyi, o kötü huylu dikenin beraberliğine katlandığım için elde ettim. Onun sayesinde dünyaya güzellikler ve hoş kokular sunma imkânına kavuştum.”
Güzel geçimli olmanın sırrı “gül tabiatında” gizli. Bu yüzden Hz. Mevlana, “ önemli olan gül tabiatlı olabilmektir” der.


İster aile içi, ister arkadaş, ister sosyal ortamlarda olsun yaşanan tatsızlıklara, sorunlara, ayağımıza elimize batan tüm o küçük dikenlere bu tabiatla yaklaşabilmek umuduyla...