12 May 2014

ÇAY EŞLİĞİNDE





 








Bir kaç gündür çay arayışındayız:) Biz Biricikle aromalı kokulu çayları seviyoruz ve her akşam mutlaka içeriz. Bergamot aromalı Earl Grey kullanıyoruz. Herkes sevmez elbet ama ben çaya tarçını karanfili de çok yakıştırırım:) Neyse efendim...  
İki favori çayımız vardı ki onları buralarda bulmak mümkün olmuyor....Denemeden önce bilmiyorduk tabii ama denedikten sonra şimdi keşke olsa da içsek diyoruz. Sevilla'da (İspanya) gördüğümüz çay dükkanından, kokularına bakıp beğenerek aldığımız bir çay vardı, té mil flores.... Normal demlediğimiz çayın içine bir tutam ondan attık mı mis gibi bir koku ve aroma veriyordu. Kokusuna bayılıyorduk. 

Bir de Lipton Gold Tea vardı. Piramit şeklinde paketlerde. Kokusu, verdiği aroma enfesti...
Liptonunkini buluruz vardır diye umuyordum ki, malesef o da yok.... Yurt dışına giderseniz eğer mutlaka Lipton Gold Tea alıp deneyin derim ya da giden tanıdık eş dostunuz varsa bir kutu getirmelerini rica edin sizin için:) Bunu yurt dışında her hangi bir ülkede, marketlerde bulmak mümkün çünkü. 

Kadıköy taraflarında da varmış bir çay kahve dükkanı, internetten araştırırken gördük, değişik aromalı çaylar var, bizzat gidip kokularına bakmalı diyoruz, belki hoşumuza giden bir çay daha buluruz belli mi olur:)

Gelelim yukarıdaki fotoğraflara:
Mayıs ayının serin, yağmurlu, sonbahar havasında geçen şu geçen günlerine inat, özellikle de hafta sonu,  Antalya'da şubat ayında yazdan kalma bir havada bu güzellikleri çekmiştik... Bu sene tersine döndü sanki mevsimler... Kışı kaloriferleri neredeyse  yakmayarak geçirdik. Yazdan kalma havaları da gördük geçen aylarda. Şimdi de tam tersi havaları gördük bir haftadır. Yazın serin geçecek olması güzel aslında, yeter ki kapalı bol bulutlu ve de uzun yağmurlu olmasın:) Ruhum da kapanıyor ya hu.

Güneş olsun, masmavi gökyüzü olsun gözümüz gönlümüz açılsın. Hele de mümkünse ay sonuna güzel havalar  denk gelsin, Edular geldiğinde.... Güzel keyifli bir İstanbul gezisi hayal ediyoruz, umarım öyle de olur.... Hoş hava kötü de olsa birlikte olduğumuzdan yine de keyifli geçer vaktimiz ama açık havayla daha da bir güzel olur:)



28 yorum:

  1. :)
    Bizde var bir lipton, kokulu. Ama açık çay. Yani sallama değil.
    Resimler harika.
    Evet düzen sanki bozuk gibi ama İnşaallah düzelir. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. bahsettiğim çay bize poşet çat olarak gelmişti o yüzden öyle yazdım bende. Açığı var mıdır bilmiyorum. Bizdeki de liptonun.
      İnşallah:) Teşekkür ederim:)

      Sil
  2. Çaykur rizeden başka çay bilmeyiz tat olarak yani ama dediğiniz çayın tadını çok merak ettim nasip olursa alırım bir gün, ayrıca fotoğraflar harika her zaman ki gibi....Selam ve Dua ile...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Dediğim gibi kokulu ve aromalı çayları seviyoruz biz de:) Bergamot aromalı illaki bizimki:) Evet denk gelirsen dene derim:)
      Teşekkür ederim.

      Sil
  3. ben de çaya yeni yeni merak sarmaya başladım,ancak o kağıtların içindekilerden hoşlanmıyorum

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yani açık, normal hali daha iyi tabii. Bahsettiğim lipton goldun açığı var mıdır bilmiyorum bize bu şekilde gelmişti o yüzden... Tadı, aroması ,kokusu çok hoştu ama:)

      Sil
  4. Benim de favorim "Bergamot aromalı Earl Grey" :)
    Ve sık sık bardaklara karanfil atarım ben de, hem kokusu çok hoş, hem de dinlendiriyor sanki ...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hı hı hoş bir tat veriyor. Çubuk tarçından minicik bir parça da suyuna atsan o bile tat vermeye yetiyor, onu da dene o da hoş oluyor:)

      Sil
  5. çay bizde de çok önemli
    ben de sevgili burcu gibi bergamot aromalı çayı seviyorum:)
    içim açıldı ne güzel görüntüler, hep açık olsun havan :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet evet biz de biz de mavim:))
      Teşekkür ederim, inşallah:)

      Sil
  6. Kadıköy'de ünlü bir aktar varmış (sanırım senin bahsettiğinle aynı yer), geçen sevdicekle önünden geçerken gösterdi ben de tevafuken öğrenmiş oldum, çok güzel çayları olurmuş, kendisi de çaylarını oradan alırmış muhakkak, tevekkeli bizimki de çay müptelası :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hımm aktar.. O neresiymiş ki adı neydi? Farklı sanırım. Oralara da bakmak gerek. aromalı böyle çiçekli çaylar falan var mı ki?

      Benim dediğim http://www.kahvevecay.com/ şu dükkan canım.
      Bu arada ne kadar güzel artık sevdicek kelimesinin hayatında bir yeri olması;))

      Sil
  7. şu kadıkıöydeki çaycıyı bulayım adı neymiş ki. dün akşam da kadıköydeyim. bu akşam da ordayım :) yerim ben kadıköyü :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Valla çay sevmem ama bir kadıköy lü olarak ben de merak ettim..

      Sil
    2. http://www.kahvevecay.com/ adresine bakın bir inceleyin o zaman:) Yazıyor adresi... Göztepe Mh., 34730 Kadıköy/İstanbul buraya yolumuz düşünce o aromalı siyah çayları bi koklamazsak olmaz:))

      http://www.caydukkani.com/ bir de bu var...

      Sil
  8. bir çay kolik olarak çok ayırt ederim ve ailevi alışkanlık olsa gerek şu kaçak çay denilenler var ya hani.onları pek sever diğerlerinden haz etmem.ama öyle bir yazmışsın ki,aromalı çayları da denemek isteği uyandı içimde.belki bitki çaylarını sevdiğim gibi,onları da tatsam sevebilirdim:)denemeli...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Karıştırınca ortaya hoş bir aroma ve koku çıkar... Yine çok sevdiğin çayla karıştırırsın:)

      Sil
  9. çay varmı çay? çay verin bana :))

    YanıtlaSil
  10. Ne çok seviyosunuz siz çayları ama insanın sevdiği bir şeyin olması çok güzel böyle araştırıp tatmak falan :)

    Fotoğraflarda harika yinee hatta dur bidaha bakayım :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet şeker, seviyoruz:) Çaysız olmaazz:)
      Teşekkür ederim bak bak:)

      Sil
  11. İçim nasıl daralıyor biliyor musun. Fotoğraflara bakınca bile nefes alasım geldi.
    bi demli çay ne giderdi orada biliyo musun :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Oralarda bir demli çay içmişliğimiz var ve evet güzel gidiyor:)

      Sil
  12. heeey, zompire kızma, o aramızdaki en küçük blogçu yaa, yaşı o kadar minik kii :)

    YanıtlaSil
  13. Minikleri de eğitmek gerek.... Öğrenmesi kötü olmaz her halde... en azından bilinçlenir. minik diye yanlış bildiği şeye aynen devam etmesine izin mi verelim? Doğruyu öğrenmesin mi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. bak sen dün gece yorumj yaptın ya bana. ben senin yorumunu okudğum an hemen gelip burda yazdım sana, yani hemen cevap vereyim blogunda göresin diye yaa, ama sen okumadan uyudun sanırım yorumu. ben de şimdi okudum işte. dün geceden buyana şimdi açtım blogu. şimdi yayınlıycam ki zatensii :) ay tabii ki öğrenmesi kötü olmaz. işte senin yorumunu okur öğrenir ki işte ne güzel. :) ben blogumda bikaç konuda hiç yazmıyorum. dört temel konuda yazmıyorum daha doğrusu. tarih politika din ve gündem. bu konularda yazmıyorum. hem karışık ve zor konular hem de bu sört konuda ben çok iyi bilgili değilim. blogum kültür sanat temalı benim ki sadeceee :)

      Sil
  14. bi de o yazıda bak ben insanlara kızıyorum. tabii ki insanların suçu. yani, siz kendinizi idare edeniyorsunuz insanlar, suçun başkasına atmayın diyorum. sen kolay göresin diye yazdım buraya. şimdi de bilokumda yayınlıycam kii :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yazdığın cümleden ess anlatmak istediğini çıkaramadım ağılayamadım... O yüzden de o yorumu yapma ihtiyacı hissettim. Ama aynı fikirdeysek güzel:)Sevindim.

      Sil