22 Kas 2013

DAĞLAR KELEBEĞİ FİTNAT'IN SÜRAHİ DOLU GÜNLERİ

 

Fitnat Can 20’li yaşlarında bir insan mahluku idi. Asıl adı Fi idi ama arkadaşları O’na kısaca Fitnatcan derdi. Çırçır ve Cırcır işletmecileri derneği de dilleri döndüğünce Fitnatiye demeye çalışırdı. Ne idüğü belirsiz bir gerçekliği, tutarlılığı şüpheli bir hayatı vardı. Daha doğum anında ortaya çıkan manzara karşısında hayat şaşırmış ve tereddüt etmişti.

Mevsimlerden ekinoks, aylardan sıcak, günlerden uzun, saatlerden akrep bir zaman diliminde sancıları başlamıştı annesinin. 9uncu doğumun uğurlu olacağına inanıyordu. Bu sefer ikiz doğurmayacaktı. Lelamet ailesinin 17inci çocuğu vücudundan fırtlayacak ama 18incisi gelmeyecekti ya da içerde kalacaktı bu sefer. Umudu bu yöndeydi ve bu inanca sebep teşkil eden işaretleri görmüş, duymuş ve yalamıştı. Özellikle de saçlarının yarısını Panten ile diğer yarısını da antenle yıkayan adamların kelleşen kafa yarısından parlayan ışıkta görmüştü sinyalleri.
 
Hamile kaldığı gün yoğun bir şekilde başlayan sancıları azalmaya başlayınca doğumun yaklaştığını anladı, Fiternoş geliyordu. 9 ay sancılı dönemden sonra rahatlamayı yadırgayan annesi hemen fırtlatmak istediyse de, Fitoş buna yanaşmamıştı. Bir ara çıkacak gibi olduysa da bir arkadaşa bakıp geri dönmüştü. Uzun müzakere süreçlerinden sonra annesi Fitoşbebe’yi bir dalgınlık arasında kelebek gibi pırtlatıvermişti. Doğum anında tüm doktorlar, hemşireler ve yalancı meme satıcıları bebek ağlasın diye umut dolu gözlerle beklerken; kendilerini, hayranlık içerisinde Fitnata’nın oratoryosunu dinlerken bulmuşlardı. Herkesi şaşkınlıklara sürükleyen bu vahim olay üzerine yüce doktorlar konseyi ortaya çıkan yeni varlığın yaşamasına karar vermek için bir kampanya başlattı. “Fitna yaz 3040’a gönder” kampanyasının sonuçlarına göre, yanlış yazım ile Fitne diyenler ve Fitna diyenler eşit çıkmıştı ve Fitercan fitne de olsa yaşamaya değer bulunmuştu.
 
Çok sıradışı bir tipi ve karakteri vardı bu yeni bebeğin. Baobab ağacının yaprak hışırtısına benzeyen kaşları, paslanmış orkide çiçeği tohumu büyüklüğündeki burnu, karanlıkta insanı kör eden sesi, kaplumbağa çevikliğindeki sağ ayak serçe parmağı ve Lido marka damacana ferahlığındaki saç örgüsü en ayırt edici özellikleri arasında sıralanabilirdi. Ve tabi unutulmaması gereken bir sağ kulak memesi vardı. Utangaç bir yılancı ve atletik bir dedikoducu oluşu da çevresindeki kalabalıkları etkilemesinde önemli rol oynardı.
 
Dünyadaki ilk günlerinden itibaren bebek bezi reklamlarına özenip sürahi dolusu su içer ve devamlı üstüne yapardı, nitekim altına yapmayı hiç becerememişti. Her seferinde de annesi onu banyoya kapatırdı. Banyo yetmeyince de Bodrum’a kapatmaya başladı. Ama Finatiye Bodrum’da fazla durmaz oradan Marmaris’e geçerdi. Alemlere akma duygusu o günlerde gelişmişti.
 
-- Devam eder belki, kim bilir… --
 
notundibi: benim biricik eşim absürd hikayeler yazacak bize arada bir böyle:) Keyifli okumalar:)

 
 

11 yorum:

  1. Neredeyse beynimdeki tüm nöronlar birbirine girdi :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. arada bir girmeli, iyidir:)) benim de öyle olmuştu bu tarz yazılarını ilk okuduğumda..
      ben ikinci kez okuduğumda oturuyor yerine taşlar, ozaman daha bir keyif veriyor:)

      Sil
  2. hah haaaa, sevdiiim.
    :)

    al iz vel.

    :)

    YanıtlaSil
  3. Eşine samimi olarak şunu söyleyebilirim ki; gırgırına değil de cidden böyle minik hikâyeler yazsın.. Ama sahiden gırgır yapmadan, ciddi ciddi yazsın.. Kesinlikle ve kesinlikle yeteneği var..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. teşekkür ederiz:) var yeteneği orası muhakkak da bu tarzda yazmak daha çok hoşuna gidiyor sanırım.. ama bencede dediğin şekilde denemeli bir..

      Sil
  4. bu yazıların devamı gelmeli.farklı ve bir o kadar da güzel bir yazım tarzına sahip eşin.okumak keyif veriyor...mutlaka yazmaya devam etmeli...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. teşekkür ederim canım benim:) beğendiğine sevindik:) yazar yazar:)

      Sil
  5. ehehhe iyiymiş hakikaten :d
    devamm devamm

    YanıtlaSil
  6. kesinlikle şahane bi dil, eşinize tebriklerimi sunun benim adıma. yani böyle su gibi okunuyor, düz bi ova gibi yazı.. çok güzel.

    YanıtlaSil
  7. Çok teşekkürler Cem:) Sevindim beğendiğine. Kendisi de görüyordur muhtemelen yorumunu ve sana teşekkürlerini ilettiğinden eminim..

    YanıtlaSil